3 Ocak 2011 Pazartesi

Deliberate Force Operasyon

Soğuk Savaş'ın bitiminden beri Yugoslavya’nın parçalanması planları yapan ABD, İngiliz ITN televizyonunun 6 Ağustos 1992'de gösterdiği Trnopolye 'ölüm kampı'ndan görüntüler dolayısıyla Balkanlara askeri müdahalede hazırlama çalışmalarını başlattı.[5] 29 Kasım 1992'te, ABD Hava Kuvvetleri Eski Komutanı Michael J. DuganThe New York Times gazetesinde ABD'nin Sırplara saldırı hazırlığı içinde olduğunu bildirmişti. 'Balkan Fırtınası' adlı bir plana göre, Pentagon Bosnalı Sırpların askeri hedeflerine ve Sırbistan'daki elektrik santralılara, fabrikalara, depolara ve ulaşım yollarına bombardımana uğramak niyetindeydi.[6] George H. W. Bush'tan sonra iktidara gelen Bill Clinton, bu planların uygulanmasında kesin bir rol oynadı.
ABD'nin baskısı altında bulunan BM GK'i, 31 Mart 1993'te, Bosna-Hersek üzerindeki uçuş yasağını ihlâl eden Sırp uçaklarının belirli şartlarda düşürülmesini öngören 816 sayılı kararı çıkarttı. Ve 12 Nisan günü, BM 816 no'lu kararı uyarınca NATO'ya bağlı savaş uçakları Deny Flight (Uçuş Yasağı) Harekatı başlattı. Mart ve Nisan 1993'teki Srebrenica krizi üzerine, BM Güvenlik Konseyi, Körfez Savaşı’nda Irak’taki Kürt bölgeler için kullandığı 'Güvenli Bölge' formülünü benimsemiş ve 16 Nisan 1993’de çıkardığı 819 sayılı karar ile Srebrenica’yı 'güvenli bölge' olarak ilan etmiştir. Buna ek olarak BM, 6 Mayıs 1993’de çıkardığı 824 sayılı karar ile JepaTuzlaSaraybosnaGorajde ve Bihaç’ı 'güvenli bölge' kapsamına dahil ederek, güvenli bölge sayısını altıya çıkartmıştır. ABD'nin amacı, 'güvenli bölgeler'deki Boşnaklara sivil Sırplara saldırması için yeşil ışık yakmak ve olası misilleme durumunda, Sırplara da karşı kuvvet kullanmaktı. NATO uçakları, Bosna-Hersek üzerindeki 'uçuşa yasak bölge'nin ve 'güvenli bölgeler'in korunması gerekçesiyle 28 Şubat, 10-11 Nisan, 5 Ağustos, 22 Eylül, 21-23 Kasım 1994 ve 25-26 Mayıs, 11 Temmuz, 4 Ağustos 1995 tarihlerinde Sırplara yönelik saldırılar gerçekleşti. Buna aynı zamanda anti-Sırp koalisyonu, Krayina Sırp Cumhuriyeti'ne ve Sırp Cumhuriyeti'ne ait bölgelerde keşif yaparak büyük operasyon hazırlıkları devam etti. Batı ve Müslüman ülkelerinden UNPROFOR askerleri, Krayina ve Bosna Sırp Ordularının teşkilat ve mevcudu hakkında bilgi topladıktan ve Sırp askeri hedeflerinin koordinatları belirledikten sonra bu bilgiler NATO'ya, Hırvatlara ve Boşnaklara gönderdi. Hatta, CIA, 1994'teArnavutluk'ta ve Braç Adası'nda, yeni bir üsler kurdu ve bölgedeki 'potansiyel hedefleri' belirlemeye başladı. Ambargoyu denetlemek için Adriyatik denizine 1991'de yerleştirilen NATO filosu yeni gemilerle filosunu da sürekli güçlendiriyordu. Bu amaçlaAdriyatik Denizine uçak gemileri, güdümlü roket kruvazörleri ve denizaltılar bile gönderildi.
1994-1996 yıllarında NATOGüney Avrupa Müttefik Kuvvetler Komutanı Amerikan Amiral Leighton W. Smith
Srebrenica'nın düşmesiBosna Savaşında önemli bir dönüm noktasını oluşturdu. 21 Temmuz 1995 tarihinde Londra Konferansı'na katılan 16 ülke dışişleri ve savunma bakanları, Sırp Cumhuriyeti'ne karşı sadece "esaslı ve kararlı bir tutum izleme" konusunda karara vardılar. Aynı gün NATO'nun BM ile yaptığı gizli anlaşma taslağı ortaya çıktı. Bu anlaşmanın hukuk dışı olmasına rağmen Rusya Dışişleri BakanıAndrey Kozırev, Batı'nın Rusya'nın Çeçenya politikaları üzerindeki baskısını hafifletmesi karşılığında NATO ile BM arasındaki gizli anlaşmayı kabul etmiştir. Diğer deyişle, Andrey KozırevSırp Cumhuriyeti'ne saldırmaları için NATO'ya açık kart verdi.
24-25 Temmuz ve 1 Ağustos 1995 tarihlerinde NATO Konseyi Brüksel'de yaptığı toplantıda, ABD casus uydularının, CIA'ye ait pilotsuz keşif uçaklarının ve BM görevlilerin verilerine dayanarak, hava bombardımanı için seçilmiş Bosna Sırp hedeflerin listesini tutmuş ve Sırp Cumhuriyeti'ne saldırı planı onaylamıştır. Bundan hemen sonra, 26 Temmuz'da BM Genel Sekreteri Butros Gali, NATO'nun Sırplara karşı düzenlemesi olası hava operasyonları için karar verme yetkisini, Bernard Janvier'e devretti. 4-8 Ağustos 1995 tarihleri arasında Hırvatistan Ordusu, NATO ve Boşnak 5. Kolordu, büyük bir operasyonla Krayina Sırp Cumhuriyeti'ni ve Batı Bosna Cumhuriyeti'ni yıkmıştı. Fırtına HarekâtıMPRI tarafından planlanmış ve kısa sürede çok başarılı olarak, bölgedeki askeri güç dengesini ABD müttefikleri Hırvatlar ve Boşnaklar’ın lehine değiştirmiştir. Fırtına Harekatından hemen sonra, 10 Ağustos1995'te Zagreb'deki Pleso Havaalanında Eski Yugoslavya'daki UNPROFOR'un Komutanı Fransız General Bernard Janvier ve NATO Güney Avrupa Müttefik Kuvvetler Komutanı Amerikan Amiral Leighton W. Smith 'karşılıklı anlayış muhtırası'nı imzaladılar.[7][8] BM Anayasasına aykırı bir şekilde yapılan bu gizli anlaşma, "dual-key" ("iki anahtar") düzenlemesini ortadan kaldırmış ve NATO'ya Eski Yugoslavya'da askeri güç kullanımı konusunda sınırsız ve süresiz yetki vermiştir.
28 Ağustos 1995’de bir bombanın Saraybosna’da bir pazar yerine düşerek 37 sivilin ölümüne, 90 kişinin de yaralanmasına yol açması, Deliberate Force operasyonunu tetikledi. Bosna-Hersek'te UNPROFOR Komutanı İngiliz General Rupert Smith hiçbir araştırma ve soruşturma yapmadan, bombalı katliamdan Bosnalı Sırpları sorumlu tuttu ve korkunç saldırıya "güçlü bir şekilde karşılık verileceğini" bildirdi.[9] Ve 29 Ağustos akşamı Amerikan Amiral Leighton W. Smith Sırp Cumhuriyeti'ne saldırı emrini verdi.

Saldırı [değiştir]

Hava Harekatı [değiştir]

EF-111A Raven Savaş Uçağı Aviano Üssü'nde Bosna Sırp hedeflerine hava akını düzenlemeye hazırlanırken (12 Eylül 1995)
30 Ağustos günü saat 02.00'te İtalya’daki üslerden ve Adriyatik’teki USS Theodore Roosevelt ve USS America uçak gemilerinden havalanan 60’ı aşkın uçağın, Saraybosna çevresindeki Bosna Sırp mevzilerini vurulmasıyla başlayan yoğun bombardıman 12 gün sürdü.Pentagon, Irak'ın askerî potansiyelinin tamamen imhasıyla sonuçlanan Çöl Fırtınası hava harekatında kullandığı özellikleri göz önünde tutularak Sırp Cumhuriyeti Ordusunu zayıflatmak amacını gütmüştür. Bunun dışında, Fırtına Harekâtıyla Krayina'yı bozguna uğratan Hırvat-Boşnak güçleri, Amerikan-İngiliz-Kuveyt-Suudi kara birlikleri rolünü oynayacaktı.
NATO'nun saldırılarında Nevesinje'de, Bijeljina'da, Saraybosna'da (Sırpların çoğunlukta olduğu HadžićiIlidžaIlijašNovi Grad veVogošća), Pale'de, Lukovica'da, Čajniče'de, Foča'da, Vişegrad'de, Han Pijesak'ta, Rogatica'da, Vlasenica'da, Miliçi'de, Sokolac'ta, Kalinovik'te, Lisina'da, Banya Luka'da, Kasindol'da, Pavlovac'ta, Crna-Rijeka'da, Svinjara'da, Doboj'da, Pecanje'de, Kozara, Majevica, Ozren ve Jahorina dağlarında, Gorajde ve Tuzla yakınlarında çok sayıda askeri ve sivil hedef vuruldu. Hava saldırıları sonucunda hava savunma sistemleri, radar ve haberleşme sistemleri, iletişim ve komando merkezleri, ağır silahların mevzileri, silah depoları, askeri üsler, kışlalar, silah fabrikaları, uçaksavar topları, köprüler, televizyon vericileri, radyo istasyonları ve su kuleleri tahrip edilmiştir. Bu da Bosna Sırp birliklerinde ağır bir zayiata sebebiyet verdi ve ordu düzeni bozulup maneviyatı kırıldı. Ezici bir üstünlük sağlayan Hırvat ve Boşnak güçleri, Bihaç-Una nehri, Drvar-Mlinişte-Vigorog-Donji Vakuf ve Maglaj-Vozuća-Orahovica cephe hatlarını yarmayı ve Sırp Cumhuriyetine ait 4.000 kilometrekarelik topraklarını işgal etmeyi başardılar. (bakınız: NATO destekli etnik temizlikler)
Uluslararası camianın olanlar karşısındaki tepkisizliği NATO'culara cezasızlığın tadını vermiştir. Bütün dünya kamuoyunun gözünün önünde bombalar sivil hedeflere (cephe hattından 100 kilometre uzaklıktaki şehirler ve köyler dahil olmak üzere) isabet ediyor ve çok sayıda insan yıkıntılar altında gömülü terkediyordu. Batı'da gelişen aşırı Sırp düşmanlığı boyutları o kadar ileri gitmiş ki, kendi Sırplar Sırp sivilleri öldürmek ve zarara uğratmakla da suçlandı. Özgür Avrupa Radyosu yorumcusunun sözleri ise Batı'nın tutumunu açıkça ortaya koymaktadır:"NATO Sırp mevzilerine darbeyi umutsuzluk anlarında indiriyordu".[kaynak belirtilmeli][10]
NATO'cular 'misilleme harekatı' başlatarak ilk fırsatta Radovan Karaciç'i öldürmek amacını gütmüşlerdir. Harekatı ilk günü Sırp Cumhuriyeti başkenti Pale birkaç kez havadan bombardımana uğramıştı, idare binaları ve Karaciç'in ikametgahı tahrip edilmişti. Bunlarla birlikte NATO, Karaciç'in Saraybosna'da bulunduğu haberi sebebiyle Sırp Saraybosnasını en yoğun bir bombardımana tabi tuttu. Üç günlük bombardımanlar sonucu Haciçi'de evlerin 100'den fazlası, su kalesi, benzin istasyonu tahrip edilip Ortodoks Mezarlığı hasar gördü. Uşivak'taki 40 ton kimyasal maddenin bulunduğu bir depo da hasar gördü.[11]
30 Ağustos günü NATO tarafından Rogatica'ya atılan 1.000 kg'lık bomba, on kişinin ölmesine, beş insanın da kalıcı yaralar edinmesine neden oldu. Aynı gün Kasindol hastanesi hasar gördü, Nevesinje Belediye Sarayı, Majevica Dağındaki Sırp köyleri ve Lukavica Teknik Üniversitesi vuruldu. 250 sivil Üniversitesi'nin mahzenlerinde siperlendiler. Çarşamba sabahı NATO, Kmur Tepesindeki verici ve Çayniçe'nin çevresindeki sivil hedeflerini de vurdu. Podrinje bombalamaları sürdürülürken, Srbinje ile Gorajde arasındaki Ustikolina köyüne atılan füzeler ve ağır bombalar nedeniyle evlerin birçoğu yakıldı.[12] 31 Ağustos günü NATO tarafından Ozren Dağı yakınındaki Kalauzoviçi ve Komar köylerinin bombalanması sonucunda birçok sivil öldü.[13]
5 Eylül günü NATO, Sırp ağır silahlarını Sırp Saraybosnasının dışına çekmeme bahanesi kullanarak hava akınlarını tekrar başlattı. Karaciç'in muhtemel barınağı bulunduğu Haciçi'nin ve VRS karargâhı yerleştiği Han-Pijesak'ın temel hedefler olduğundan bu kasabalara 5-11 Eylül arası adet ve misket bombası dışında 5.800 uranyumlu füze ve bomba atıldı. Han-Pijesak'ta mülteci kampları, çiftlikler, su tesisleri gibi unsurlar temel saldırı hedefleri oldu. Kent elektriksiz ve susuz kaldı, nüfus sığınaklara kaçtı. Haciçi'ye, Lukavica'ya, Pavlovac'a, Vraçe'ye, Pale'ye ve İgman Dağındaki köylere saldırıları sonucu onlarca konut, üç transformatör merkezi, iki su kulesi, dört erzak deposu, hamamçamaşırhane ve Teknik Onarım Fabrikası (Tehnički remontni zavod Hadžići) kırıldı, Sırp Saraybosnasında elektrik ve su kesildi. Hedefini şaşıran bombalar Sırp Saraybosnasındaki Rus UNPROFOR Taburu mevzilerine düştü, 1 Rus askeri hafif yaralandı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder